Gözlerinizi kapatın ve hayal edin; genç ve harika bir kız, hareket kabiliyetini tümüyle yitirmiş; dört duvar arasında, adeta kendi bedeninin tutsağı olmuş. Bu durum ona canlı olmakmanın değerini yeniden sorgulatan bir deneyim sunmauyor. Acımasız doğanın kanunlarının geçenerli olduğu bu dünyada, kaderine meydan okuyor. Ve işte, o an karşısında, vahşi ve deli bir köpek beliriyor. Bu hayat ve ölüm üzerine kurulu psikolojik gerilim, göz atyiciyi eş periyotda bir hayatta kalma kavgasinin kesin ortasına atıyor. İki farklı hayat formu arasındaki bu ölümcül düello, hem karakterlerin hem de biz göz atyicilerin sınırlarını zorluyor. hikaye, kızın kalbinde yer edinen korkuları ve umutları ile birlikte, olağanüstü bir sınavın içine sürüklüyor bgöz atri. bir yandan insanlık ruhunun sınırsız kapasitesine dair bir meditasyon sunmaarken, diğer yandan doğanın acımasızlığının ve hayatta kalma savaşının çarpıcı bir tablosunmau çiziyor. Bu sinema filmi, göz atyicisine gerçek bir hayatta kalma hikayesi sunmaarken, korkunun üstesinden gelebilme, azim ve kararlılık konularında sarsıcı dersler veriyor. Ölümle dans, dehşet dolu dolu bir düelloya dönüşürken, genç kızın bu zorlu kavgasinde bize sunmaulan, hayatta kalma konusunmada içgüdüsel yeteneklerimizi yeniden keşfetme ve korkularımızın üstesinden gelmeyi öğrenme olanağıdır. Paralize olmuş genç bir kız ve deli bir köpeğin bu ölümcül dansı, sadece bir hayatta kalma savaşı olarak değil, eş periyotda insanlıklık ve hayvanlık arasındaki hassas dengeyi de sorgulayan zekice kurgulanmış bir dramdır.